emanetçi dükkânı > denemeler > yerimi bulamadım!...
...eski aşklar emanetçisiyim ben
nice öyküler taşırım yüreğimde
hiçbirinin sahibi yok
tek kahramanıyım öykülerimin...
...yanlış öğretmişler bize
en çok
yüreği üşürmüş insanın
tutan olmazsa eğer
ellerinden...
değilsiniz. Ne kadar acı değil mi? Sevdiğinizin beklediği, aşık olması gereken kişi siz değilsiniz. Buraya kadar herşey yolunda. Probleminizin kaynağını biliyorsunuz. Çözümü de bellidir esasen. Problemin kaynağı tespit edildiğine göre, artık sineklerle uğraşmaktan vazgeçmelisiniz. Bunun yerine, bataklığı kurutmanız gerekmektedir.
Problemin biliniyor olması bardağın dolu tarafı. Peki ya, boş tarafı? Sanırım, o da; aşık olmamanız gerektiğini bildiğiniz halde bunu kontrol edemiyor olmanızdır. Evet. Aşka hepimizin ihtiyacı var. Ama, doğru olanı bulduğunuz ölçüde giderilebilecek bir ihtiyaç.
Benim aşka giden yolda kullandığım pusula hep yanlış yönü gösteriyor. Ben de biliyorum. Benim O'na aşık olmam hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Çünkü, ben yanlış yerde duruyorum. Kendimi yaşamın yanlış yerine yerleştirdim. Hatta, zamanı gelince avuçlarımın arasından uçup gidecek. Ama, öyle, beylik laflar etmeye gerek yok. Ben yine O'nu seveceğim. O hiç bilmeyecek. O'nu düşünerek, "en güzel aldanmaları yaşayacağım" şairin dediği gibi. Yaşadığı mahalleden geçerken, belki O'nu görebileceğimi hayal edeceğim yine. Çalışırken işimi yarım bırakacağım, aklıma O gelince. Yaşadığım şehre sığamayacağım. Bilmediğim diyarlara süreceğim arabamı saatlerce. Yerimi arayacağım yapboz tahtası üzerinde. Bulamadan geri döneceğim. Bütün bunlar beni mutsuz edecek. Dermanı olmayan bir dert gibi içimde kanayan bir yara olarak kalacak hep. Bir araya geldiğimizde dostça sohbetler edeceğiz hep. O da beni sevecek. Dostça! Ben O'nu seveceğim. O hiç bilmeyecek. Bilecek; ama, bilmeyecek!