emanetçi, şiir, deneme, öykü
Dinlemek için lütfen tıklayınız ve açılan kutucukta
emanetçi dükkânı > denemeler > beklemek boşuna; o hiç gelmeyecek ki!...
...eski aşklar emanetçisiyim ben
nice öyküler taşırım yüreğimde
hiçbirinin sahibi yok
tek kahramanıyım öykülerimin...


...yanlış öğretmişler bize
en çok
yüreği üşürmüş insanın
tutan olmazsa eğer
ellerinden...
düşünürüz. Aslında olması gereken de budur. Geride bırakmayı becerebilmeli, ileriye doğru yol alabilmeliyiz."

Çoğu zaman ders vermek çevrendekilere hayata dair. Mutlu olmanın pekçok yolu olduğunu söylemek. Kendi içlerine bakmalarını, mutluluğu orada aramalarını öğütlemek. Hiçbir şeye aldırmadan sadece içlerinden geldiği gibi yaşamaları gerektiğini benliklerine kazırcasına işlemeye çalışmak. Hepsi çok güzel elbette. Lakin, ne kadar acı aynı dersen sınıfta kalmak!

Bile bile hiçbir umut olmadığını, beklediğinin asla gelmeyeceğini, güller dermek yüreğinde ne aptalca. Akşam iş çıkışı yolda giderken trafik aralarındaki çiçek satıcılarından, O'na vermek hayaliyle aldığın gülü hep başkalarına vermek zorunda kaldığını ve bundan sonra da hep başkalarına vereceğini bile bile yine almak ne aptalca. Evet aptalca! Çok daha güzel misafirler ağırlamadın mı sen bu misafirhanede?! Ama, hiçbirini koyamadın O'nun yerine. Yatağında uyandığın kaç kadın boylu boyunca yatarken yanı başında, senin aklında yine o vardı. Sanki bir marifetmiş gibi O'nu düşünmek, aklında O vardı.

Kendinin bile inanmadığı yalanlar söyledin kendine. Nasıl da tükettin yıllarını bir hayal peşinde umarsızca. Hepsi aptalca bir inadın sonucu. Gerçi boşuna bütün bu yazdıklarım. Sen yine harcayacaksın bozuk para gibi ömrünü aynı hayal peşinde. Belki birgün anlayacaksın; umutsuz hayaller ile yıllarını takas etmenin pek de kârlı bir anlaşma olmadığını. Kim bilir belki, belki de anlamaya vaktin olmayacak!...

(1) Nazım Hikmet RAN; "Şeytana Mersiye" isimli şiirinden alıntıdır.
Yorum Gönder     Yorum Oku
Sayfa <<< 2 / 2
© 2008 - 2010 Emanetçi.